23 Aralık 2011 Cuma

Otobüsistan

 Sol ayağınla giriş yaptı otobüse dersten kaçıp durağa giden renkli lenssiz renkli gözlü üniversiteli kız. Gelen otobüsün eskiliğine söylenerek bastı kentkartı manyetik kart okurmatiğe. Arkasından binen yaşlı teyze ayıpladı kızı, ilk o binmedi diye. Teyzeler otobüsün velinimetidir ana düşüncesiyle, sol ayakla giriş yapmak uğursuzluktur diyerek girizgaha başladı. Boş otobüste oturduğu koltuğun yanına ilişti nasihat vermeye bayılan teyze güzel gözlü kızın. Konuşmanın gelişme bölümüne başladı panellerdeki konuşmacı edasıyla kızın ağzını açtırmayarak.
 Duraklar hızla geçiliyor, otobüs balık istifiyle doluyor, kendinden büyük çantayı taşımakla görevli ilkokul çocukları ezilme tehlikesini bir türlü atlatamıyor,otobüste sürekli boşluk arayan amcalar dolup taşıyor, liseli ergenler gereksiz gereksiz gülüşüyorlar, teyzeler günden geliyor, ev sahibinin arkasından dedikodu yapıyorlardı. Teyzeler olmasa sizler birer hiçsiniz teyze ise güzel kızın ailesini,soyunu,sopunu araştırmak konusunda ki gayet mitçi bir tavır sergiliyor,soruşturmaktan usanmıyordu. Kızın okuldan sıkılmışlığına bir de teyzeden sıkılmışlığı ekleniyor, müzik çalarına davranıyordu. Müzik çalarını çantasından çıkarırken teyze de onun o hareketine engel olurmuşçasına:
 - Bu kulağa takılan ufak ufak şeyler çok zararlıymış. Sabahleyin kendini doktor sanan sunucuyla, kendisini sunucu sanan doktorun programında izledim. Beyne zarar veriyormuş. Bak ne kadar da güzel bir kızsın, kendine ne diye zarar veriyorsun? Gel ben sana torunumu anlatayım. O da İstanbul'da hukuk okuyor. Çok çalıştı ama o. İnanır mısın? Bayram günlerinde rahmetli ile benim elimi öpmeye gelirken bile kitaplarla, ansiklopedilerle gelirdi. Hep ders çalışırdı. Bir gün annesi kitaplarını sakladı da... Aman Allahım! Gören de canını alıverdiler zannedecekti...
 ''Sen ne okuyordun kızım diye sordu renkli lenssiz renkli gözlü kıza. Kızın hayattan beklentisi kalmamışçasına ve bıkkınlıkla ''işletme'' cevabını verdi. Teyze bir an Güzin Abla'ya bağlayarak:
- Sen şimdi tam olarak ne yapıcan? Bildim şimdi bildim. Bizim yan apartman komşusu Ayten'in oğlu okumuştu işletme. Hem de büyük bir üniversitede. Bak adını bilemedim şimdi üniversitenin. Ankara'da mı okumuştu o? Yok yok... Ama çocuk şimdi babasının dükkanında duruyor. Tuhafiye dükkanları var onların, az çok ta geliri var. Üzülme ama sen. Sen akıllı bir kıza benziyorsun, güzelsin de  iş bulursun... Bulmasan da ne olacak ki? Bizim torunla tanıştırayım mı seni? Annesiyle teyzesi konuşuyordu geçen gün asosyal mi ne dediler benim torun için. Tabii dersleri de ağır ya. Hep ondan. Yoksa çok yakışıklıdır benim torunum. Gözünün feri kaçtı valla, dedi teyzesi. Dur fotoğrafını göstereyim sana. Cüzdanımda olacaktı...
 Kız gittikçe yersizleşen ve anlamsızlaşan bu konuşmayı bir türlü kesemiyor, cam kenarında oturduğu için de bir anlık sinirle kalkamıyor, kalkmaya çalışsa da torunu hukuk okuyan teyze buna izin vermiyor, ineceği yere daha çok olduğunu söylüyordu. Kız, ineceği durağı ağzından kaçırdığının verdiği hüzünle kafasını cama vurmak istiyor, içini kara bulutlar kaplıyordu.
 Otobüs dolmaya devam ediyordu, sanki yer varmış gibi. Otobüsün şoförü sağa sola küfürler sallıyor, kornaya basması çok hoşuna gitmiş olacak ki sürekli o çirkin sesi trafikteki insanlara dinletmek durumunda bırakıyordu. Şoförün her daim yardakçısı olan şöfor koltuğu arkasında oturan amca sürekli şöforu gaza getiriyor, trafik terörüne teşvik ediyordu. Amca bazen trafik teröristi şoförle bağını koparıyor, kafasını arkaya çevirerek; '' İlerlesenize kardeşim! Bak burada bir ton insan var! Duraklarda bekleyenlere ayıp değil mi?'' gibisinden gayet hümanist ama bir o kadar da itici konuşmasını yapıyor, ardından trafik teröristi şoför beye dönüyordu.
 Liseliler gittikçe çirkinleşiyor, boş konuşmalarına yeni satır başları ekliyorlardı.
 Kendisinden yaşça büyüklerin, ''gencecik kız oturmakta, biz böyle ayakta'' bakışları da bir taraftan etkiliyordu kızı.tıtıttttıtıtıttt! sesleri otobüsün motor sesini örtpas eder hale gelmişti.
  Teyzeyle tanışmak zorunda kalıncaya kadar çok huzurlu,mutlu olan güzel gözlü kızın yollar gözünde büyüyordu. Sabır taşı çoktan benmari usulü ile pişmiş, küçük parçalar haline gelmişti. Tıttttt sesleri üzerine tuz-biber oluyordu.
 Teyze torunuyla tanışmak istemeyen kıza rahmetli eşini anlatmaya başlayınca, otobüsün önlerinden arkalarına doğru bir çığlık silsilesi koptu gitti.
 -YETER!
 Teyzeyi kaldırdı yerinden. Teyze böyle bir tepkiye etki edememiş, donup kalmıştı.
 O çığlığın içinden, küfürler eşliğinde geçti gitti ne oluyor lan edasıyla bakan gözlerin arasından güzel gözlü birinci dereceden sinir hastası belirtileri yaşayan kız...

 ( Otobüslerde hergün binlerce cinayet vakası görülmekte, kişilik kayıpları alıp başını gitmektedir!
  Tüm otobüs teyzeleri, amcaları mağdurlarına...)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder