11 Şubat 2012 Cumartesi

İzmir'in Tarih Kokan Sinemaları


kısacası o yıllarda ben
hayatım karışık çantam gibi
iki kişiyi birden severdim
karnemde sevinç bir, sinema iki.
                        Cemal SÜREYA

   Sinema aşkı diye bir aşk çeşidi var, aşk dediğimiz illa karşılıklı veya platonik olmuyor. Sinemaya duyulan aşk ikisinden de beter. Sinema aşıklarının bir çoğu; üçüncü sayfa haberleri aşıkları gibi seviyor tarihi salonlarını. Ona zarar vererek, onu öldürerek...
  Küçükken annem götürürdü sinemaya elimden tutup. Semtimizde bir sinema yoktu. Konak'a doğru yola çıkardık,otobüsle. Eskiden gazetelerden bakardık film seanslarına. Her sinema reklamını verirdi büyük gazetelerin yerel eklerine. Haftasonlanları geç kalkan bir aile olduğumuzdan, gazeteyi geç alıp geç kahvaltı yapıp, sinemaya geç kalma endişesiyle koşardık yola. Otobüs biletini alır, durakta beklemeye koyulurduk. Ağzına kadar dolu olan otobüse binip, inerdik Konak merkezde. O zamanlar Orkide'deki (yeni adıyla ; Pasttel) Afm Sineması, Konak Pier'de Cinebonus Sineması var mıydı hatırlamıyorum. Ama o zamanlar ya Çınar Sineması'na ya Konak Sineması'na ya İzmir Sineması'na ya Şan Sineması'na ya da Sema Sineması'na gidilirdi. Ya da biz öyle giderdik bilmiyorum.
   Saydığım sinemalardan en iyisi o zamanlar Çınar Sineması idi. Baya büyük bir salona ve cep salonlarına sahipti. O büyük salonda film izleme hissi muhteşemdi. Çınar Sineması kapandığında baya bir üzülmüştüm.
   Konak'ta Tarihi Kemeraltı'nda çeşitli sapaklardan döner, karşılıklı pasajların içinde Şan Sineması'na Sema Sineması'na gittiğimiz de olurdu. Şuan gitsem yerlerini bulamam. Hala film oynatılıyor mu çok merak ediyorum. Ama o zamanlar tek başıma bile gidip bulabilirdim yerlerini. Filmden çıktıktan sonra dedemin lokantasına gider yemek yerdik. Gerçi ben yemezdim. O zamanda ev yemeği pek tüketmediğimden bana karşı dandik büfeden sandviç yaptırılırdı. Çocukluğun salaklık olduğunu, dedemin yaptığı yemeği tatmaya karar verdiğimde anlamıştım. Her şey çok geçti tabii ki. Dedem kapatmıştı bir süre sonra dükkanını...
   Tarihi sinemalardı bu saydıklarım ; kimbilir kaç filmde, kaç sevgiliyi, kaç aileyi,kaç dostu konuk etmişti bu salonlar. Kaç çocuk sinemadan çıktığında, filmin etkisini atlatamadan annesine; filmin en beğendiği sahnelerinin repliklerini taze hafızasından birebir oynamıştı annesine. Kaç sevgili el ele tutuşup, bakışmıştı filmden gözlerini kaçırarak...
   Bu saydığım sinemalardan sadece İzmir Sineması oynatmaya devam ediyordu filmleri. Ama İzmir Sineması Cinebonus ile AFM ile baş edemeyecek kadar yorgun,yaşlıydı. Bu yaşlılık, yorgunluk içeri girince hissettiriyor kendini. En son hayatındaki saçma sapan hareketleriyle ün yapmış, kafasının hangi sistemle nasıl çalıştığını merak ettiğim dostumla gittik bu sinemaya. Mecburiyetten(!) gittik o sinemaya. Çünkü başka bir salonda gösterilmiyordu o film. Ne yalan söyleyim bu unutulan sinemayı bizde unutmuştuk. Ama unutulmaması gereken bir sinema olduğunu bileti aldıktan sonra fark ettim. Biraz da duygulandım açıkçası. Ben ve annem, eski oturduğumuz apartmanda kapı komşumuz, çocukluk arkadaşım ve annesi o sinemada şuan yeniden üç boyutlu olarak gösterime girecek olan ''Star Wars Bölüm 1-Gizli Tehlike'' adlı filmi burada izlemiştik. O filmin çıkışında kapı komşum,ilk arkadaşım ile hayran kalmıştık filme. Qui Gon Jinn 'in ölümü bizi hayli üzmüştü. Çünkü usta bir Jedi Şövalyesi idi  Qui Gon Jinn... 
   Böyle bir tarihi sinemada film izleme mutluluğunu, büyük patlamış mısırın diğer sinemaların üçte biri olduğunu görmem daha da pekiştirdi. Biraz ses yalıtım sorunu varsa da salonlar arasında, zaten iyi bir sinema izleyicisi iseniz bundan hiç rahatsızlık duymayacaksınız. Çünkü iyi bir sinema izleyeni tüm dikkatiyle izler filmi. Film bittiğinde salondan inerken merdivenlerin köşesinde Anakin Skywalker gülümsüyordu, sarışın,gayet sevimli,küçüklük haliyle...
   Bu güzellikteki tarihi sinemaların ölümünü durduramayız, sadece geciktirmeye yardımcı olabiliriz ana fikri ile iki haftada bir yeni film izlemeye gitmeye karar verdim İzmir Sineması'na. Konak Sineması'na da bir firma tarafından restore edildiğini öğrendiğimden beri gitmek istiyorum. Oraya gitmişken Şan ve Sema'ya da bakmayı unutmamayı yeğlerim.
   Sizler de öyle yapın diyerek bu yazıyı da burada sonlandırıyorum. Sinema güzel şey neticede.
 
 (Yazının başındaki dörtlüğün son dizesindeki aşk sözcüğü sinema ile kendim tarafından değiştirilmiştir.)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder