27 Temmuz 2012 Cuma

Mâra

bilmemek bilmekten iyidir
düşünmeden yaşayalım
                               mâra
günü ve saatleri ne yapacaksın
senelerin bile ehemmiyeti yoktur
seni ne tanıdığım günleri hatırlarım
                                   ne seneleri
yalnız seni hatırlarım
        ki benim gibi bir insansın

tanımamak tanımaktan iyidir
seni bir kere tanıdıktan sonra
yaşamak acısını da tanıdım
bu acıyı beraber tadalım
                              mâra

başım omzunda iken sayıkladığıma bakma
beni istediğin yere götür
ikimiz de ne uykudayız
                        ne uyanık
                                                        Asaf Halet Çelebi

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Bensiklopedi Roma Rakamları ile Altı

- Saygı ile selamlıyorum efendim, buyrun bu taraftan, evet.
 - Okan Bayülgen'in sunduğu Muhabbet Kralı adlı programda (Muhallebi Kralı da olabilir) blog yazarlığı konusu işlendiğinde Sayın Bayülgen bir tweet okumuştu: "Blog yazarlığı uzun süre ara vermek durumunda kaldığı zamanlarda özür dileyerek yazıya başlamaktır."
 - Gerçekten mevzu öyle bir hal aldı, ben de çok sık aralar vererek, yolda düşüp bazen üç ay kalkamayan bir blog yazarı olduğumdan öncelikle takipçilerimden özür diliyorum. Bu aranın sebebi tamamen benim sıcakların etkisi ile vücutta hareketi sıfıra indirgemiş olmamdır. Sonuçta, klavyenin üzerinde parmak gezdirmek, basmak ciddi bir hareket İzmir sıcağında.
 - Aslında İzmir sıcağı özel bir isim olmalı. İzmir Sıcağı.
 - Bu ciddi süreli arada, bir blog sayfası düşündük, uygulamamız yakındır. Yazmak isteyen herkese kapımızın açık olacağı bir sayfa: Ne olursan ol,yaz!
 - Bırakalım da Bülent Ortaçgil konuşsun: "Sana bir şey söyleyeyim mi? İyi meslek yoktur."
Aynı şarkı şu sözleri de içeriyor: "İstediğini yap, çok geç kalmadan,daha güç olmadan."
 - Malumunuz üniversite giriş sınavlarının sonuçları açıklandı, tercih dönemi ise pazartesi başlayacak. Ben geçen sene kurtuldum bu stresten, çevremdeki sevdiğim birkaç kişi hariç herkes de kurtulmuş durumda. Yalnız benim yüreğimi kakan taraf; yardımcı olmaya çalıştığımız sınavperest arkadaşlara hiçbir koşulda Bülent Ortaçgil'in didaktik şarkısındaki dizeleri kullanamıyor oluşumuz.
 - Bize de kullanılmadı... Bu sistem böyle olduğu sürece, bu şarkı biraz boşa çalıyor gibi gelecek her seferinde...
  - Birde toplumumuzda "tıp mı okuyorsun,mühendislik mi lan sanki?" gibi günümüzle uzaktan yakından ilgisi olmayan,statükocu kalıplar var. ( Bknız : Baba.)
  - Tercih dönemi için okulumdan para talep edeceğim; önerdiğim her öğrenci başına bin tl düşsün harcım. O da olmadı, ufak bir plaket bile verebilirler : "Kurumumuza olan katkılarınız için teşekkür ediyoruz." Yok lan çıtayı o kadar düşürmeyelim!
  - Ha birde sözlüklerde tercih dönemi ile birlikte, herkes tercih yapacaklara yardımcı olmaya çalışıyor, bu  elbette güzel bir şey fakat maksadını aşıp da ahkam kesenlere; http://inciswf.com/1298717011.swf diyoruz başka da bir şey demiyoruz.
  - Ek olarak, tağbiki de Tercih Wars: Devlet Üniversiteleri Vakıf Üniversitelerine Karşı da başlamış durumda, her iki tarafta birbirlerine sınırsız bok-püsür atmaktalar, çatışmalar sürüyor.
  - Ösym çatışmalara ara verdi, yarın da çatışılacak.
  - Bitmesin diye sayfalarını çevirmekten korktuğun kitaplar vardır ya; Emrah Serbes'in hikayelerinden oluşan Erken Kaybedenler bunlardan biri. Alınıp, okunası.
  - Sıcakta parmak uçlarım bile terlediğinden kitaba dokunmaktan korkuyorum, titizlikle tutuyorum kitabı, bir bebeğin elini tutarcasına,naifçe... Bazıları da var kitabı dörde katlayıp okuyor lan! İçiniz acımıyor mu olum? Bir de bunun her sayfasından bir cümleyi, bir gün facebook'da durum güncellerim, tweet atarım da milleti etklilerim gibisinden tükenmez kalemle çizenler var. İçim parçalanıyor.
  - Bunu da nereden mi biliyoruz? Üniversitenin kütüphanesinden. Bizim okulda sadece kütüphaneyi uyumak için kullananlar var ne yapmalı?
  - Ben kaçar efendim, bir hikaye ile geri aranıza dönmek istiyorum da bakalım, yaz okulu da başlayacak. Hiç olmadı yeni blog sayfamıza yepisyeni öyküler yazmak ümidi ile aranızdan ayrılıyorum.