19 Haziran 2013 Çarşamba

Dertler Tanrının Olsun


  Dertsizlikten dertlenen bünyelerin en ihtiyaç duymadığı şeydir yeni ilişkiler. Başlatmaya çalıştığınız ilişkilerin ikinci kişisi ile sizin aranızdaki farkında olunmayan uyumunuz ile paralel gelişen karşındakine duyduğun ben gibi hissi, seni arpalı ve bol anasonlu dertlere gark edebilir. Kendinin sana bir yararı olmuyorken ikinci bir kendim vakası can sıkabilir. Bu da işe derbi heyecanı katar. İşin daha da can sıkan etkisi; doksan dokuz isminden birini bile vermek istemeyen kimse tarafından sana -sürekli gülmelisin! görevi verilmiştir. Yanlış kişilere yanlış roller veren bir yönetmen ne kadar iyi anlatabilir elindeki texti. Elbette iyi bir oyuncu her karakterin kalbine oturabilendir; ancak iyi bir oyuncu olmadığımız gerçeğini göremez ise tanrı, ne denli izlenir seyirciler tarafından?
  Adaletli bir kimse de değildir tanrı; eşitlik duygusundan pek hazzetmediğinden olacak ki ilişkilere hümanist, hümanist olduğu kadar da marksist "eşitlik" duygusunu vermez. Hep biri sever, diğeri gider veya hiç gelmez, gelir gibi yapsa da gelmez. Sevenler bu kadar çok olduğu için mi gidenler fazladır bilinmez. Kaybedenlerin yazarı Emrah Serbes:
 - Eşitlik fikrine en çok aşıkken inanırız. Çünkü en çok o zaman ihtiyaç duyarız.
Kaybetmeyi bıraktığımız gün, bırakırız başkalarının görüşlerine önem vermeyi, alıntılamayı, sadece kendi düşüncelerimizi dökeriz sanal kağıda, hiç mürekkepli klavye ile. Fakat unutulmamalı ki Platon dahi komedyanın önde gelen isimlerinden Aristophanes'ten etkilenmiştir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder